Çocuğum okula hazır mı?
Çocuğum okula hazır mı?
Okul yaşamı çocuğun gelişini etkileyebilecek yepyeni etkileşim ve deneyimleri de beraberinde getirir. Bu nedenle okula başlama hem çocuğun hem de ailenin hayatındaki önemli aşamalardan biridir. Liv Hospital Uzman Klinik Psikolog Ceren Aydın çocuğu okula başlayanlar için bilgi veriyor.
Çocuğum acaba okula başlamaya hazır mı? Doğru okulu tercih ettik mi? Çocuğumuza yeterince destek olabiliyor muyuz?
Yeni okula başlayacak çocuklar için bir yandan heyecanlanan bir yandan ise endişelenen anne babalar genellikle bu gibi sorulara da cevap aramaya çalışırlar.
Okula Hazır Olmak Neden Önemli?
Henüz gelişimsel açıdan okula başlamaya hazır olmayan bir çocuğu okula başlattığımızda kapasitesini de zorlar. Henüz yapamayacağı şeyleri yapmasını bekleriz. Bu ise çocuğun zaman zaman yetersiz ve başarısız hissetmesine, eğitim hayatına dair olumsuz bir tutum geliştirmesine, zaman zaman hatalı psikiyatrik tanılar almasına, akran ilişkilerinde sorunlara ve ileride okul terklerine yol açabilir.
Çocuğumun Okula Hazır Olduğunu Nasıl Anlarım?
Okula hazır oluş bağlamında değerlendirdiğimizde ilk akla gelen çocuğun kronolojik yaşı olur genelde. Buna göre yasalarla da belirlenen bir alt/üst limit bulunmaktadır ve bu limitler beraberinde pek çok tartışmayı da getirmiştir.
Çocukların çok büyük bir oranının 6 yaştan önce henüz okula başlayacak gelişimsel yeterliliğe ulaşamadığını söylemek mümkün. Burada yeterlilikten kastettiğimiz dil gelişiminin, beden gelişiminin okula başlamak için yeterli seviyeye ulaşmasıdır.
Örnek vermek gerekirse çocuğun zihinsel gelişiminin dikkatini sürdürme, öğrenme, neden-sonuç ilişkisi kurmaya izin verecek düzeyde olması; kalem tutabilecek, basit geometrik şekilleri çizebilecek, sıçrayabilecek kadar ince/kaba motor becerilerine sahip olması gerekir.
Okul kurallar ve ilişkiler içeren bir ortam sunduğundan çocuğun sosyal kuralları anlayabilmesi, uyabilmesi, sorumluluk alabilmesi, kendini ifade edebilmesi ve arkadaşlık ilişkileri kurabilecek düzeyde olması da gerekir. Bu ise yeterli duygusal gelişim ve dil gelişimi ile mümkün olmaktadır.
Ve elbette çocuğun tuvaletini kendi yapabilmesi, yemeğini yiyebilmesini, eşyalarını toparlayabilmesi gibi öz bakım becerilerini de geliştirmiş olması önemlidir.
Ancak unutulmamalıdır ki her çocuğun gelişim hızı ve niteliği birbirinden farklıdır. Bu nedenle okul için acele etmek yerine çocuğun kronolojik yaşı kadar olgunlaşma düzeyi ve farklı alanlardaki gelişim özellikleri mutlaka hesaba katılmalı, gerekirse uzman desteğine başvurulmalıdır.
Doğru okulu nasıl seçeriz?
Okul dönemi aileler için en stres yapılan süreçlerden biri de okul seçimidir. Aileler bu konuda hatalı bir tercih yapmaktan çok endişe duyar. Burada önemli olan hem çocuğun ihtiyaçlarının hem ailenin beklentilerinin ve kaynaklarının bir arada değerlendirilmesidir.
Okul değişimleri çocuklar için zorlayıcı olabilmekte ve uyumlarını güçleştirebilmektedir. Bu nedenle örneğin maddi kaynaklar açısından sizleri zorlamayacak bir tercih olmasını önemseyebilirsiniz. Değerlendirirken göz önünde bulundurulması önemli diğer etkenler arasında ev-okul arası mesafe, eğitim felsefesi, öğrenciye yaklaşım, okulun fiziksel ve sosyal imkanları, güvenli ortam, okulun başarı düzeyi, öğretmenlerin deneyimi gibi unsurları sayabiliriz.
Seçim süresince okulları kapsamlı şekilde gezmek, detaylı bilgi almak ve mümkünse eski öğrencilerin ailelerinden fikir/görüş almak oldukça yardımcı olabilir.
Okula Başlarken Çocuğumuza Nasıl Yaklaşmalıyız?
Unutmayın ki okula başlama çocuk için çok farklı ve korkutucu olabilen bir deneyimdir. Korkutucudur çünkü çocuk bilinmezliklerle karşı karşıya kalır, belki ailesinden ilk kez bu kadar uzun süre ayrılır, kuralların olduğu, tüm ilginin sadece kendinde toplanmadığı bir dünyaya geçmektedir. Bu nedenle bazı kaygılar ve zorluklar yaşanması normaldir. uyum sürecinin sağlıklı atlatılmasının ardından her şey zamanla rayına oturur. Bunun için gereken net bir süre yoktur. Ancak genellikle en geç 1. ayın sonunda artık alışmış olurlar. Bu süreçte çocuğunuzu desteklemek adına şunları yapabilirsiniz;
- Okul başlamadan çocuğunuzu okula hazırlayın. Okulu gezdirin, okul, ders, teneffüs, öğretmen gibi kavramları anlayabileceği bir dil ile anlatın.
- Okul öncesi eğitimden yararlanın. Çocuklarınızı yaşıtları ile buluşturup sosyalleşmesini sağlayın.
- Okul seçim sürecinde, alışveriş sürecinde çocuğumuzu da dahil edip motivasyonunu arttırabilirsiniz. Ama unutmayın okul seçiminde son söz yetişkinlerin.
- Okula başlama ve çıkış saatlerini, orada kaç saat geçireceğini söyleyin. Okul çıkışı onu kim alacak, eve nasıl gelecek gibi konularda bilgilendirin ki kaygısı yatışsın.
- Çocuğun okulla ilgili sorularına kayıtsız kalmadan, onu yanlış beklentiler içine sokmadan net ve anlayabileceği cevaplar verin.
- Paylaşım, sorumluluk, sınırlar gibi konularda mutlaka destekleyin. Bu sosyal-duygusal gelişimi ve okul uyumunda oldukça önemlidir.
- Endişelerinizi çocuklarınıza yansıtmanız onu daha da kaygılandıracağından önce kendi kaygılarınızı yatıştırmaya, çocuğa yansıtmamaya dikkat edin.
- Okul ve öğretmeni bir korku unsuru, ceza yöntemi gibi lanse etmeyin. Çocuğu okulla, öğretmenle korkutmayın.
- Duygularını paylaşması için cesaretlendirin. Kendi olumlu okul anılarınızı ve deneyimlerini paylaşın.
- Anne ve baba olarak aranızda bir fikir birliği ve davranışlarınızda da tutarlılık sergileyin.
- Öğretmenler ve rehberlik birimi ile işbirliği içinde kalmaya çalışın. Süreğen uyum sorunlarında rehberlik biriminden destek alın.
Velileri bekleyen zor karar: Okul Seçimi
Okula başlama, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir hazırlıklı oluş gerektirir. 6 yaş çocuğu, artık gerçek yaşama adım atmaya hazır gibidir. Ancak önünde öğrenme alanında çalışmak ve gerekli becerileri kazanmak için uzunca bir yok vardır.
Çocuğun yaşının gelmesi, harfleri yazabiliyor olması ya da saymayı bilmesi, okula hazır olmak için yeterli değildir; bir çok alanda bilgi ve becerilere erişmiş olması gerekir. Ancak bu şekilde çocuğu sağlam bir altyapıyla okula başlatabiliriz. Ebeveynler için çocuğa en uygun okulu seçmek her zaman zorlu bir süreçtir.
Devlet yada özel, hangi okul seçilirse seçilsin, çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması da pek olası olmamaktadır.
Anne babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentilerin kaynağını oluşturmaktadır. Bu nedenle de aileden aileye “iyi okul” kavramı değişmektedir. Söz konusu olan, çocuğun sadece okuma yazma öğrenmesi ya da birtakım derslerde başarı elde etmesi değildir.
Çocuklarımızın neredeyse bütün bir ömrünü, karakterini, mesleğini ve geleceğini belirleyecek uzun bir eğitim sürecini başlatmaktır. Unutulmamalıdır ki en önemli kriterlerden biri, ebeveynlerin beklentilerini karşılayan bir okul yerine, çocukları için en uygun okula odaklanmaları olmalıdır.
Çocuğun eğitimi için tercih edilecek kurumların; yenilikçi eğitim anlayışına sahip, özgür öğrenme ortamı sunan, uluslar arsı eğitim programları planlayan, hazır sunulmuş bilgi yerine araştırarak, sorgulayarak, bilgiye öğrencinin ulaşmasını sağlayan bir vizyona sahip olması, günümüzde oldukça önem taşımaktadır.
Çocuğun kişisel gelişimi yönünden bakıldığında da çocukları farklı yönleriyle tanıyıp potansiyelini en etkin biçimde ortaya koyabilmesi için olanaklar sunan, seçimlerde bulunabilme ve planlama yapabilme becerisini destekleyen, zamanı yönetebilen ve gelişimsel özelliklerine, yeteneklerine ve ilgi alanlarına hitap eden eğitim kurumlarının tercih edilmesi, ebeveynler için önemli yol göstericiler olabilir. Daha kısa bir ifadeyle
En iyi okul, sizin beklentilerinize ve çocuğunuzun ihtiyaçlarına karşılık verebilen okuldur.
düşüncesinden yola çıkabiliriz.
Okul ile ilgili beklentiler
Beklentilerin yanı sıra ihtiyaçları göz önünde tutmak da gerçekçi bir seçimin yapılmasında belirleyici rol oynar. Sadece beklentilere göre yapılan bir seçim, uzun vadede hayal kırıklığına neden olabilir.
Çünkü anne baba olarak sizin gerçekleştirmek istediğiniz hayalleri çocuğunuzun gerçekleştirmesini istemek, yapabileceğinden daha fazla başarı sergilemesini beklemek, kardeşleri ya da yaşıtları ile karşılaştırmak, çocuğun hayal kırıklığı yaşamasına neden olabilir. Yaşadığı başarısızlık duygusu nedeniyle de seçtiğiniz okulun hiçbir önemi kalmayabilir.
Okul ile ilgili beklentiler, bir eğitim kurumunda olmasını istediğiniz ya da istemediğiniz her türlü maddeyi kapsamaktadır. Okulun yeri, fiziki koşulları, ders saatleri, sosyal etkinlikleri, öğretmenleri, yabancı dil eğitimi, sınıflardaki öğrenci mevcudu, ödev politikası, akademik başarı ölçütleri, veli ile iletişimi, teknoloji kullanım imkanları, mezunlarının iş hayatındaki başarıları ve bunların yanı sıra yemek, servis, sağlık ve güvenlik gibi konular bu başlık altında toplanabilir.
Okulla ilgili beklentilerin yanı sıra, anne babanın çocuklarından beklentileri de eğitim kurumu seçiminde önemli bir rol oynar. Bu noktada çocuğun bireysel özelliklerini de çok iyi tanımak ve gerçekçi bir gözle değerlendirebilmek önemlidir.
İhtiyaçları belirlemek içinse, her şeyden önce çocuğun bireysel özelliklerinin farkında olmak gerekir. Bu aşamada en önemli nokta, her çocuğun ihtiyaçlarının birbirinden farklı olduğunun göz önünde bulundurulmasıdır. Bazı çocuklar için akademik ağırlıklı bir okul, çocuğun kendi potansiyelini kullanması için daha iyi bir fırsat oluştururken bazı çocuklar için de sosyal etkinliklerin ön planda olduğu bir okul, başarıyı daha olumlu etkileyebilir. Dolayısıyla bir çocuk için uygun olan bir okul, diğer bir çocuk için hiç uygun olmayabilir.