Kadınların Fikir Kütüphanesi.

Fiziksel istismar şiddetin büyüğü küçüğü olmaz

0

Fiziksel istismar şiddetin büyüğü küçüğü olmaz

Aile içi şiddetten kadınlardan sonra çocuklar da nasibini alıyor. Ekonomik sıkıntılar, göç, işsizlik, toplumsal travmalar… Bahanesi her ne olursa olsun şiddet çocuklarda kapanması zor yaralar açıyor.

Medical Park Silivri Hastanesi’nde Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Şevki Gök ve İstinye Üniversite Hastanesi’nden Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Seher Akbaş çocukların yaşadığı travmalar ve aldıkları yaralar hakkında önemli bilgiler verdi.

“Çocuk istismarı 0-18 yaş arası çocukların aile içi ve aile dışı kişiler tarafından zarar verici davranışlara maruz kalmasıdır. Çocukların başına gelen trafik kazası, düşme gibi olaylardan farkı; önlenebilir olmasıdır.”

Op. Dr. Şevki Gök Medical Park Silivri Hastanesi\'nde Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı

Şiddet genellikle çocuklarda yaşa bağlı olarak fiziksel, duygusal ve ruhsal bozukluklara yol açar.

Beyin cerrahisi açısından çocuk istismarı; çocukların örselenmesi, şiddete maruz kalması, vücudunda ve kafatasında oluşan şişlikler, renk değişiklikleri, beyin kanamaları ve kafatası kırıkları açısından çok önemlidir. Son yıllarda ülkemizde de çocuklara yönelik istismar ve şiddet artmaktadır.

Bakınca bunun çok nedenleri vardır. Mutsuz evlilikler, kapalı aile yapıları, çevre baskıları en kolay yoldan çocuklar üstünde şiddete dönüşmektedir. Dünyada ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte yılda 1000 çocuk; çocuk istismarından ölmektedir.

Sarsılmış çocuk sendromu

Sarsılmış çocuk sendromunda genellikle istismara uğrayan çocuklar 1 yaşın altında olup küçük bebeklerde daha sık görülmektedir. Sarsmayı biraz açmak gerekirse; çocuğu sallayarak, sarsarak, kaldırarak yere vurmak ya da evde, dışarıda olan bir cisme çocuğun kafasını çarpmaktır. Mutlak bir kasıt vardır.

Çarpmadan önce de çocukta bedensel olarak yaralar, şişlikler, ekimozlar (renk değişiklikleri) görülmektedir. Bebeklerde baş vücuda göre daha büyük bir hacım olduğundan ve beyin gelişimi tamamlanmadığından şiddet kafa kemiklerinde kırıklara, beyinde noktasal kanamalara, damarlarda yırtılmalara ve ciddi beyin kanamalarına neden olmaktadır.

Bebekler genellikle 1. derece yakınları tarafından ilgisiz şikayet ve nedenlerle hastaneye getirilirler. Çocuğun oyuncağa çarptı, koltuktan düştü, çekyattan düştü, sallıyordum elimden kaydı gibi nedenler bunlardan bazılarıdır. Şimdilerde ise sosyoekonomik düzey artışı ile birlikte aileler tarafından alınan bakıcıların çocuk istismarlarında rolü artmaktadır.

Akşam eve anne babanın gelmesi ile birlikte çocukta bir suskunluk, çekingenlik, konuşmama, ürkeklik halinin bulunması ya da vücudunda muhtelif yerlerde bulunan yaralar, izler, çocuk istismarını ve şiddetini sorgulatmalıdır.

Dövülmüş çocuk sendromu

Dövülmüş çocuk sendromu; yetişkinlerin çocuk üstünde itaati sağlamak, öfke ya da sinirlenme sonucunda çocuğun vücudunun herhangi bir yerinde iz bırakacak şekilde vurma, yumruk atma, dövme, ısırıkla iz bırakmayı kapsar. Tüm bunlar çocukta iz bırakacak şekilde yapılan eylem; fiziksel istismardır.

Genelde aile içi bireyler, anne baba ve diğer aile büyükleri burada baş rolü almaktadır. Okul çağında ise kreşlerde bakıcılar, görevliler ve diğer arkadaşları tarafından yapılmaktadır. Bu tip durumları hepsinde beyin cerrahisi açısından “Omurilik zedelenmesi olabilir mi?” sorusu akla gelebilir.

Çocuk istismarında kafa travmalarına göre omurilik ve omuriliği oluşturan kemiklerde kırıklar ve hasar nadir görülür. İstismarın şiddetine bağlı olarak çocuklarda kalıcı beyin hasarları, kol ve bacaklarda hayat boyu sürecek güç kayıpları, göze alınacak darbeler sonucu görme kayıpları, körlük ve ölüme kadar giden çeşitli tablolar oluşmaktadır.

Tüm bunların yanında ise bu şiddete maruz kalan çocuklarda korku ile oluşan kişilik bozuklukları, bilişsel fonksiyon bozuklukları hayat boyu ağır bir travma yaşatmaktadır. Önlenebilir bir sorun olarak ortaya çıkan çocuk istismarı için toplumun tüm kesimleri ile birlikte bu konuya dikkat çekmek önem taşımaktadır.

Şiddet gören çocuğun kişiliği bozuluyor

Çocuğa yönelik şiddet, fiziksel istismar olarak, fiziksel istismar ise kaza dışı yaralanmalar olarak tanımlanmaktadır.

Prof. Dr. Seher Akbaş İstinye Üniversite Hastanesi\\\'nden Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Dövme, ısırma, yumruklama tekmeleme, yakma zehirleme gibi kaza ile olmayan her türlü davranış çocuğa yönelik fiziksel istismar olarak isimlendirilir. Fiziksel istismar tanınması en kolay istismardır. Ne kadar uzun sürerse, çocuk o kadar zarar görür ve istismarı durdurmak daha da zorlaşır.

Ciddiyeti kurbanların yaşıyla ters orantılıdır, ölümlerin yüzde 50’sinden fazlası 1 yaş altındadır. En sık ölüm nedeni kafa travmasıdır. Anneler, sıklıkla ergenlik öncesi dönemde, babalar ise ergenlik döneminde fiziksel istismar uygulamaktadır. Şiddete uğrama, çocukların sosyal, bilişsel, duygusal ve davranışsal gelişiminde ağır ve uzun dönemli olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

Şiddete maruz kalan çocuklarda uyku bozuklukları, konuşma bozuklukları, tikler ve davranış bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca çiş, kaka kaçırma, parmak emme, tırnak yeme gibi yaşına uygun olmayan davranışlar gösterebilirler. Yine akademik becerilerde sorun yaşama, okula gitmek istememe, okuldan eve gelmek istememe, arkadaş ilişkilerinde sorun yaşama gibi belirtiler gösterebilirler.

Şiddete uğrayan çocuklar, arkadaşlarına, yetişkinlere ya da diğer nesnelere karşı saldırganca davranma şeklinde şiddet içerikli davranışlar gösterebilirler. Birçok çalışmada şiddet kurbanlarında travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, dissosiasyon (ayrıştırma), anksiyete bozuklukları başta olmak üzere davranış problemleri, kişiler arası ilişkilerde bozulma, şiddet içerikli davranışlar, riskli davranışlarda bulunma, intihar düşüncesi veya davranışı, kişilik bozuklukları geliştiği vurgulanmıştır.

Şiddete uğrayan bebek ve çocukların gelişimleri

Erken dönemden itibaren aynı zamanda ihmal edilen çocuklar olduklarından gelişimsel, davranışsal ve ruhsal yakınmaları olabilir. Ciddi kafa yaralanmaların yüzde 95’ten fazlası ilk 1 yıl içinde olur ve genellikle fiziksel istismar sonucudur. Travma tipik olarak şiddetli sarsma sonucu ortaya çıkar.

Sıklıkla kalıcı sorunlar veya ölüme neden olur. Erken dönemde şiddete uğrayan çocukların hem sosyal gelişimleri hemde ruhsal gelişimleri olumsuz yönde etkilenebilir. Korku dolu tavırlar olabilir ya da fazlasıyla uyumlu olabilirler. Aynı zamanda agrasif veya saldırgan olabilirler. Fiziksel temasa karşı temkinli, sürekli tehlikedeymişçesine, eve gitmekten korkuyor olabilirler. Yaşıt ilişkilerinde, oyun oynamada sorun yaşayabilirler.

Bebeklik travlarının bıraktığı hasarlar

Bebeklerde travma ile birlikte ihmal de sıklıkla eşlik eder. Erken dönemdeki fiziksel istismarlarda daha ciddi sonuçlar ortaya çıkar. Sıklıkla bu çocuklarda sarsma, öne arkaya şiddetli sallama sonucu kafa içi kanama meydana gelir ve kalıcı hasarlar ya da ölümle sonuçlanır. Diğer fiziksel istismarlarda da ciddi yaralanmalar olabilir.

Bu çocuklarda erken dönemden itibaren, huzursuzluk, korkulu olma, uyku problemleri, gelişimsel sorunlar, bebeklik dönemi depresyonu ortaya çıkabilir. İster erken dönemde ister geç dönemde olsun her türlü fiziksel istismar kalıcı, ruhsal ve davranışsal sorunlara neden olabilir.

Erken dönemde yaşanan travma ve hayal kırıklıkları kalıcı izler bırakır. Ebeveynleri ile sevgi ve güven ilişkisi geliştiremeyen çocuklar, ileri yaşantılarında dünyanın güvenli bir yer olmadığı duygusu geliştirir ve insanlarla derin, sıcak, sevgi bağları geliştirmekte güçlük yaşarlar.

Depresyon ya da travma belirtileri geliştiren çocukların ileriki yaşamlarında benzer ruhsal yakınma geliştirme riski artar. İlişki sorunları çocukluk ve erişkinlik döneminde görülebilir. Yine şiddet kurbanı çocukların ileriki yaşamlarında şiddet içerikli davranışlar gösterme olasılıkları artar.

Bu nedenlerle sağlık çalışanlarının ve tüm diğer yetişkinlerin şiddet gören çocuklara karşı farkındalıklarının olması, şüphelenmeleri, şüphelendikleri durumu veya tanık oldukları fiziksel istismarı cumhuriyet savcılıklarına bildirmeleri, çocukları korumaları önemlidir. Çocukların şiddetten korunması, aynı zamanda çocukların ruhsal ve fiziksel sağlıklarının korunması anlamına gelecektir.

Yorumlar
Yükleniyor...