Doğum doktorunuzu nasıl seçebilirsiniz?
Doğum doktorunuzu nasıl seçebilirsiniz? GERÇEKTEN İÇGÜDÜSEL VE DOĞAL BİR DOĞUM YAPMAYI ARZULUYOR, AMA NEREDEN BAŞLAYACAĞINIZI BILMIYOR OLABİLİRSİNİZ. BİZ SÖYLEYELİM: DOĞUM DOKTORUNUZLA İLGİLİ DOĞRU BİR SEÇİM YAPARAK
Atık günümüzde çok fazla anne adayı normal doğum yapabilmek için gerçekten araştırıyor, doğumla ilgili kitapları ve makaleleri okuyor, kurslara gidiyor, hamilelik döneminde fiziksel ve zihinsel hazırlık yapıyor ve tabii ki doktorunu seçiyor. Doktor seçimi, gerek sağlıklı bir hamilelik gerekse sağlıklı bir doğum için gerçekten önemli bir konu. Peki, doktor seçerken nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Konuyla ilgili sorularımızı İstanbul Doğum Akademisi’nden Kadın Sağlığı-Doğum Uzmanı ve Keşkesiz Doğum Eğitmeni Dr. Hakan Çoker‘e yönelttik. Dr. Hakan Çoker sorularımızı, sorunu olmayan az riskli hamilelerde gerek hamilelik gerekse doğumdaki beklentiler üzerinden yanıtladı.
İLK DİKKAT EDİLECEK ŞEY, DOKTORUN DOGUMA VAKTI OLUP OLMADIĞI”
- Kadın sağlığı ve doğum uzmanlarının temel görevleri neler?
Hamileliğin iyi geçmesi için anne adayına rehberlik yapmak, hamilelik ve doğum sırasında ortaya çıkabilecek riskleri tanıyıp anne adayına bilgi vermek, tedavi etmek, önlem almak veya sevk etmektir.
Anne adayları doğum doktoru seçimini nasıl yapmalı?
Devlet ve eğitim hastanelerinde özel doktor seçme şansınız yok. Orada daha kurumsal bir yapı ve hastane politikaları var. Zaten öyle de olmalı, doktor sadece patoloji olduğunda devreye girmeli. Ancak özel sektör öyle değil. Aileler hizmet aldıkları doktoru seçmek ve bu doktorun doğum sırasında da orada olmasını istiyorlar. Sistem bu açıdan işliyor gözükse de aslında birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Tek bir doktora bağımlı bir hamile grubu oluşuyor. Bunun en büyük sıkıntısı, doktorun köleleşmesi ve izin kavramının ortadan kalkmasıdır. Hele günümüzde vajinal doğumlar öne çıkmışken, hiçbir doğumun günü saati planlanamaz hale gelmeye başlamıştır.
Bir hamilenin normal doğum günü değil, normal doğum ayı vardır. Yani 15 Aralık gibi miadı olan bir hamilenin doğumu artı/eksi 15 gün limitlerinde normal kabul edilir. Ayda 8-10 hamilesi olan bir doktorun tüm bu hamilelere 365 gün hizmet vermesi beklenemez. İşte tek doktor bağımlılığı gerek sistemin gerekse ailelerin getirdiği sorunlardan dolayı sezaryen oranlarındaki artışlarda bir rol oynamıştır. Ben, “Bayram öncesi lütfen beni sezaryenle doğurtup öyle gidin” diyen birçok hamile tanıyorum. Diğer yandan da doktorlar da herhangi bir izin öncesi takip ettikleri hamilelerle ilgili stres yaşarlar.
Peki, çözüm var mı?
Hem aileler hem de doktorlar açısından çözüm, “tek doktora bağımlı olma” durumundan kurtulmaktır. Bu durum ekip çalışmasını gerektirir. Aynı doğum yaklaşımlarını benimseyen doktorlar, gerekli durumlarda kalıcı veya geçici sürelerde anne adaylarını devredebilirler. Ama maalesef bu duruma ilk itiraz anne adaylarından gelir. Özel doktor kavramını, “doğumda garantili özel doktor” kavramına çevirme baskısı, ekip çalışmalarının önünde en büyük engeldir.
Bu konuya çözüm de doğuma hazırlık kursları sayesinde bulunabilir. Doğum kurslarında doğumun bilinmezliğini, doğumda ana desteğin doktor değil, birebir destek olan ebeler tarafından verildiğini öğrenince doktor bağımlılığı azalacaktır. Böylece özellikle muayenehane veya hastanelerde tek çalışan doktorların çalışma ortamı da azalınca, sezaryen oranları da düşecektir.
Anne ve babaların tüm ihtiyaçlarına cevap verecek bir doğum doktorunda olması gereken özellikler neler olmalı?
Doğum bir yandan tüm doktorların bildiği bir konudur, ama diğer yandan da yavaş yavaş vakit sorunu ortaya çıkmaya başlamıştır. Doğum odaklı bir doktor seçilirken bence ilk dikkat edilecek şey bu olmalıdır: Doğuma vakti var mı? Doğumun bilinmezliği içinde çalışma saatleri uygun mu? Gece veya gündüz doğum için rahatça gelebilecek mi? Doğum odaklı çalışmaya başlayan ve tercih edilen doktorların şu anda en büyük avantajları vakit ayırabilmeleridir. İkinci konu ise aslında doktorun kendine yaptığı “yatırım”la ilgilidir. İhtisas sırasındaki eğitimlerin ana konusu doğumda oluşan patolojiler ve bunların tedavisidir. Oysa doğumların 9680’inde herhangi
bir patoloji ortaya çıkmayacaktır. Yani doğumun fizyolojisi ön planda olacaktır. Ancak yıllar içinde yaşanan birçok olumsuzluk, bazı doktorlarda doğum korkusu yaratma noktasına kadar gelir. İşte “yatırım” derken doğumun fizyolojisine uygun, daha bütünsel bir hizmet anlayışının öne çıkmasını kast ediyorum.
RİSKLİ HAMİLELİK GRUBUNDAKİ DOĞUMLARDA, DOKTORLARIN TECRÜBELİ OLMASI GEREKİYOR.
Anne adayını ve aileyi anlamak, kararlarda anne adayı ve bebeği merkeze almak, kendi doğum korkularını aileye yansıtmamak ve doğum ortamlarını fizyolojiye uygun hale getirmek için organizasyonlar yapmak günümüzde beklenenler arasında olmaya başlamıştır. Artık ailelerin birçoğu yurt içi veya yurt dışı internet siteleri sayesinde “Anne Dostu Uygulamalar” konusunda fikir sahibi olarak bizlere geliyorlar. Doğum kararlarında aktif rol almak istiyorlar. İşte doğum uzmanından beklenenlerden biri de konuşma dilini daha pozitif hale getirmek ve ailenin kararlara aktif katılımını teşvik etmesidir. Bu sayede doğumdan memnuniyet en az yüzde 50 artacaktır.
Riskli hamileliklerde doktor seçiminde dikkat edilecek konular var mı?
Daha önce söylediğim gibi, doğum uzmanlarının hepsi herhangi bir anne adayını gayet iyi yönetebilecek bilgi ve beceriye sahiptirler. Bu konuda tüm ailelerin güven duymasını istiyorum. Hamilelik veya doğum sırasında oluşabilecek bilinen veya bilinmeyen tüm patolojilere hakimdirler. Takip sırasında eğer hamilede ciddi komplikasyonlar gelişirse, sevk edebilecekleri veya görüş alabilecekleri yeni bir uzmanlık dalı da oluşmuştur. Bu alanda uzman kişilere “perinatoloji uzmanı” denir ve özellikle doğum patolojileri konusunda uzmanlaşmışlardır. Biz kadın sağlığı hastalıkları
ve doğum uzmanları gerekli olduğunda anne adaylarımızı bu kişilere yönlendiririz. Gerek uzmanlık gerekse hastane koşullarının daha uygun olduğu doğum ortamları için aileler bu sevk sisteminden zaten faydalanırlar. Bazı özel konuları da burada vurgulamak lazım, örneğin; makat doğumlar, SSVD (Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum), ikiz doğumlar ve suda doğum bunlar arasındadır. Bu durumları olan anne adayları riskli hamilelik grubundadır, ama uygun durumlarda vajinal doğum yapabilirler. İşte bu gruplara destek olması için doktorlarda ayrı bir tecrübe gerekli olabiliyor. Ailelerin bu durumlarda doktora tecrübesini sorması uygun olacaktır.
DOĞUM DOKTORUNA SORULABİLECEK SORULAR
Doktorunuza soru sorarken gerginlik yaşamak istemiyorsanız öncelikle samimiyete önem vermelisiniz. Ailelerin kaçınacağı ilk şey, doktoru sınamak olmalıdır. Bu yüzden ailelerin merak ettikleri konuları samimiyetle ve direkt olarak sormaları daha yerindedir.
İdeal sorular şunlar olabilir:
- Çalışma şartlarınız nedir?
- Doğumda müdahale oranlarınız nedir?
- Normal ve sezaryenle doğum oranlarınız nedir?
- Doğum sonrası anne-bebek buluşmasına ve bebeğin en az bir saat anne kucağında kalmasına önem veriyor musunuz?
- Çalıştığınız bir ebe, doula ve doğum psikoloğu var mı? (Günümüzde birebir doğum desteği öne çıkmaya başladı ve bu, doğumdan memnuniyeti artıran bir hizmet)