Kadınların Fikir Kütüphanesi.

Çocuğunuzu ateşini düşürmek için bu hataları yapmayın!

0

Çocuğunuzun ateşini düşürmek için bu hataları yapmayın! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehtap Acar, yüksek ateşin hastalık değil, vücudun savunma sisteminin yeterli çalıştığını gösteren bir yanıt olduğunu belirterek “Ancak özellikle üç yaş altındaki çocuklarda gelişen yüksek ateşte bazı belirtilerde zaman kaybetmemek gerekir.” bilgisini veriyor.

ÇOCUĞUNUZUN ateşini düşürmek için bu hataları yapmayın!
ÇOCUĞUNUZUN ateşini düşürmek için bu hataları yapmayın!

Çocuklarda görülen solunum yolu enfeksiyonları kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte artış gösteriyor. Enfeksiyonların en yaygın belirtilerinden biri olan yüksek ateş ise ebeveynlerin yoğun kaygı duymalarına neden olabiliyor. Oysa yüksek ateş çocuklar için genellikle tehlikeli bir durum oluşturmuyor, tam aksine bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmasına katkı sağlıyor.

Yüksek ateş bir hastalık değil, vücudun savunma sisteminin yeterli çalıştığını gösteren bir yanıttır. Ancak özellikle üç yaş altındaki çocuklarda gelişen yüksek ateşte ve bazı belirtilerde zaman kaybetmemek gerekir. Örneğin, ateş üç gündür devam ediyorsa dirençli ise ve ateşin yanı sıra halsizlik, genel durum bozukluğu, kusma, baş ağrısı, ishal, öksürük, nefes darlığı, döküntü veya bilinç kaybı gibi bulgular varsa, mutlaka doktora başvurulmalıdır.

 

ATEŞLİ ÇOCUĞA BUNLARI YAPMAYIN!

  • Soğuk suyla duş aldırmayın: Çocuğa soğuk suyla duş aldırmak, ateşi birden düşürerek hipotermiye neden olabiliyor. Dolayısıyla ateşli durumlarda soğuk değil, ilik duş aldırmanız çok önemli.
  • Buz ve buz torbalarıyla kompres yapmayın: Yüksek ateşte buz ve buz torbalarıyla çocuğun eklem yerlerine kompres yapmaktan kaçınmanız gerekiyor. Zira, tıpkı soğuk duş gibi, buz ile yapılan uygulamalar da ateşi aniden düşürüp hipotermiye yol açabiliyor. Eklem yerlerine ıslak bez kompresini sadece normal ısıdaki bir suyla yapmalısınız.
  • Sirke, alkol, kolon- ya kullanmayın: Ateşi sirke, alkol ya da kolonya ile düşürmeye çalışmak, damarların büzülmesine neden olarak kan dolaşımını bozar. Bu ateşin daha da yükselmesine, hatta havaleye bile yol açabilir. Ayrıca alkol veya kolonya, bebeklerin ince olan ciltleri tarafından kolayca emildiği için alkol zehirlenmesi de gelişebilir. Toplumdaki yaygın inanışın aksine, sirke, alkol veya kolonya ile yapılan kompres ateşi düşürmediği gibi çocuğun sağlığını da tehdit eder.
  • Üşüyor diye üstünü örtmeyin: Ateşli çocuğun üzerinin örtülmesi gerekmez. Zira çocuğun ateşi daha da yükselebilir. Çok daha önemlisi havale gelişebilir. Yüksek ateşte çocuğun üzerini örtmek yerine bulunduğu ortamın ısısı düşürülmelidir” diyor.
  • Yeterince su içtiğinden emin olun: Ateş yükseldiği zaman vücuttan sıvı kaybı arttığı için ateş daha da yükseliyor. Dolayısıyla çocuğunuz ateşlendiğinde bolca sıvı takviyesi yapmanız çok önem taşıyor. Ateşi çıkan çocuğa hemen ateş düşürücü vermeyin

Çocuk ateşlendiğinde (38,5-39 dereceye kadar) ortamın serinletilmesi, duş yaptırılması, üzerine ince kıyafetler giydirilmesi ve bol sıvı verilmesi çoğu zaman yeterli oluyor. Eğer ateş 38,5-39 dereceye çıkmışsa parasetamol ya da ibuprofen içeren ateş düşürücüleri mutlaka doktorunuzun önerdiği zaman vermeniz gerekir. Ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar doğru kullanılmazlarsa, karaciğer enzimlerinin yükselmesi ya da toksisite gibi bazı yan etkileri ortaya çıkabilir. Ayrıca çocuklarda ateş düşürmeye yönelik olarak kullanılan asetilsalisilik asit etken maddeli ilaç da Reye Sendromu’na neden olabildiği için ateş durumlarında asla kullanılmamalıdır.

Ateşin düşmemesi antibiyotiğe başlamayı gerektirmez

Çocuklarda özellikle kış aylarında görülen solunum yolu enfeksiyonlarının sebebi çoğunlukla virüsler oluyor. Dolayısıyla genellikle antibiyotik kullanımına ihtiyaç duyulmuyor. Çocuğun her ateşi yükseldiğinde ebeveynlerin gelişigüzel antibiyotik vermekten kaçınmaları gerekir. Antibiyotik tedavisine mutlaka çocuk doktorunun önerisi doğrultusunda başlanmalı. Gelişigüzel kullanıldıklarında yarar sağlamadıkları gibi antibiyotik direnci de gelişebilir. Bazı antibiyotikler alerjik reaksiyon, mantar enfeksiyonları, midede rahatsızlık, çok daha kötüsü mide kanamasıyla sonuçlanabilir. Ayrıca ibuprofen içeriğine sahip olan ve soğuk algınlığı ile gribe yönelik kullanılan ilaçlar karaciğerde hasara yol açmak gibi yan etkiler oluşturabildikleri için dikkatli olmak gerekir.

Yorumlar
Yükleniyor...