Kadınların Fikir Kütüphanesi.

Doğum Sancısı Neye Benzer?

0

Doğum Sancısı Neye Benzer? Şiddeti ve sıklığı gittikçe artan doğum sancıları doğum başlangıcının ilk sinyalleridir. Peki bu sancılar gecikirse bir sorun olur mu? Sancı gecikmesi nedir? Sancıyı nasıl tanımlayabiliriz? Sorularımızın cevaplarını Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Beyhan Badoğlu’ndan aldık.

Hamilelik, çiftler için bilinmezlerin ve beklentilerin yüksek olduğu, heyecanlı bir süreç. Bu süreçte her çiftin dilekleri aynıdır: Sağlıklı bir bebeği kucağına alacağı huzurlu ve sağlıklı günler… Peki, bu sürece hazırlanmak ve sürecin daha az komplikasyonla tamamlamak için neler yapılıyor ya da yapılmalı? Maalesef ülkemizde çiftler gebelik hazırlığı ve planlaması konusunda çok başarılı değiller. Gebeliklerin bir bölümü tamamen plansız diğer bölümü ise olsa da olur olmasa da olur gibi akışına bırakılarak oluşan gebelikler. Bu yüzden plan ve programlama konusunda çok da başarılı bir dönem olmuyor.

Peki, gebelik planlamasında amaç nedir? Nasıl yapılmalı?

Gebelik planlaması sadece tarih belirlemek değil; sağlıklı bir yaşamı alışkanlık haline getirmek, vücudun eksiklerini ideal olarak gebelik öncesi tamamlamak ya da en azından tamamlamaya çalışmaktır. Bunların hepsinin amacı gebelik sürecinin sağlıklı ve istenene en yakın şekilde sonlanmasını sağlamaktır. Gebelik süresince doğum ile ilgili yeterli bilgiyi edinmek de bu en iyi sonuca ulaşmak planının bir parçasıdır.

 

Doğumla ilgili yeterli bilgiden kasıt nedir? Doğumla ilgili yeterli bilgiden kasıt sürecin nasıl işlediğinden ziyade bunun anne adayına nasıl yansıyacağı ve bunu en doğru şekliyle nasıl karşılayacağıdır. Doğumun evreleri aktif ve latent (daha yavaş seyreden) faz olmak üzere ikiye ayrılır. Latent faz, daha uzun süren rahim ağzının doğum için hazır hale gelmesini sağlayan belli bir rahim ağzı açıklığının sağlandığı süreçtir. Aktif faz bu rahim ağzı açıklığının sağlanması ile doğumun gerçekleştiği zamana kadar geçen süreçtir. Doğum süreci elbette kişiye, sancı algısına, ağrı eşiğine göre değişmekle beraber ilk doğumu olanlarda ortalama 16 saat iken, en az 1 doğum yapanlarda (doğum sayısı arttıkça) giderek kısalır. Bu süreç tamamen annenin zihinsel ve bedensel koordinasyonu ve konsantrasyonuna bağlı olarak nasıl gittiği belirlenen bir zaman dilimidir.

Bizim buradaki payımız saha kenarındaki antrenör gibidir aslında. Golü atan biz olmasak da verilen eğitim ve bilgilerle buna katkıda bulunduğumuzu söyleyebiliriz. Denebilir ki doğum tamamen sabır işidir. Aceleye gelmesi istenen, süreç tamamlansın diye zorlanan durumlarda sonuçlar çok da parlak olmaz.

Gebeliği bir hastalık olarak kabul edip sürekli yatılması gereken bir dönem olarak düşünüp, hareketsiz bir gebelik geçiren kadın, daha çok gebelik komplikasyonu, daha çok doğum komplikasyonu ile karşılaşacaktır. Sonuçta doğum fiziksel güç ve kondisyona ihtiyaç duyulan bir süreçtir.

Doğum süreci elbette kişiye, sancı algısına, ağrı eşiğine göre değişmekle beraber ilk doğumu olanlarda ortalama 16 saat iken, doğum sayısı arttıkça giderek kısalır. Bu süreç tamamen annenin zihinsel ve bedensel koordinasyonu ve konsantrasyonuna bağlı olarak nasıl gittiği belirlenen bir zaman dilimidir.

Sancı neye benzer?

 

Kişiye göre tarifi değişir. En sık haliyle şiddetli adet sancısı ya da böbrek taşı düşürmeye benzetilebilir. Sancının yeri de kişiye göre değişir. Kimi sancıyı kasıklarında kimi bel bölgesinde hissede- bilir. Yalancı sancı olarak da bilinen doğum hazırlık ağrıları 32. haftadan itibaren başlar. Doğumu başlatacak olan ağrının sıklık ve şiddeti 10 dakikada 2-3 defa belli bir tekrar ve şiddetli olarak gelir.

Doğum sancısını azaltmak için medikal müdahale şeklinde, epidural anestezi yapılabilir; ancak unutulmamalıdır ki bu da aktif fazda uygulanabildiği için gebelik hazırlık sürecindeki ağrı yine hissedilecektir. Bu durumda da latent faz bitene kadar anne adayının ağrıyı nasıl karşıladığı önemli hale gelir. Ülkemizde çeşitli eğitim kurumları, doğum süre- cindeki ağrı karşılama, nefes alma teknikleri konusunda verdikleri eğitimlerle ilk fazın annenin daha rahat sağlaması konusunda destek olmaktadırlar.

Doğum sancısının  gecikmesi ne demektir?

Gebelik süreci 40 hafta olarak kabul edilir ve genellikle doğum 37-40 hafta arasında gerçekleşir. Tıbbı olarak müdahale edilmesi gereken hafta, 41. haftanın bitip 42. haftanın başladığı günlerdir. Bebeğe ait pozisyonel (yan ya da makat duruşu) ya da metabolik durumlar veya anneye ait bazı tıbbi sebeplerden (kemik yapı uygunsuzluğu vb.) kaynaklanabilir.

Günümüzde gün aşımı gebeliklerin giderek artması konusundaki şahsi fikrim, hareketsiz yaşam tarzının buna katkısı olduğu yönündedir. Sonuç olarak normal doğum isteyen bir annenin gebelik boyunca fiziksel olarak aktif bir süreç geçirmesi, spor aktivitelerinden hekiminin izin verdiği ölçüde uzak kalmaması, hamilelik sürecini bir hastalık olarak değil, aktif bir dönem olarak geçirmesi gerekir.

Hamileliğinizin son haftalarında normal doğuma hazırlanmak için:

  • Aktif olun.
  • Günlük aktivitelerinizden  uzaklaşmayın.
  • Beslenmenize dikkat ederek aşırı kilo almamaya özen gösterin. Hekiminizin önerdiği maksimum kilo alımının altında kalacak şekilde kilo almaya dikkat edin. Kilo sadece fiziksel değil, metabolik problemlere neden olarak hem doğum öncesi hem de doğum sonrası sıkıntı yaratabilir.
  • Spor yapın.
  • Günlük yürüyüşlerinizi aksatmayın.
  • Sağlık durumunuzun el verdiği ve hekiminiz onayladığı ölçüde, pilates, es-neme, germe gibi egzersizleri yapın.
  • Gebelik öncesinde ağırlık çalışıyorsanız gebelik sonrasında hekiminizle görüşerek ağırlık değerlerini değiştirmek koşuluyla çalışmaya devam edebilirsiniz.
  • Pelvik egzersizliğini ihmal etmeyin.
  • Alaturka tuvalet kullanın.
  • Bol sıvı tüketin. Adaçayı için.
  • Hurma tüketin.
  • Doğum sürecinde sabır gerektiğini unutmayın. Sizi kimsenin doğurtamayacağını süreci tamamen sizin ve bebeğinizin koordineli olarak yürüteceğini ve burada hekim ve diğer sağlık çalışanlarının destek olabileceğini unutmayın.
Yorumlar
Yükleniyor...